uzun uzun yollardan geçtim, kendime gittim.
kalbe gelmeden, insana gelmeden, beyin'e gelmeden, akla gelmeden,,
okyanuslara gidelim..
kendimizden geçelim..
uçsuz.. serilebildiği kadar mavi,,
ağır,,
çok,,
dökülebildiği kadar serin,,
fırtınalı,,
dalgalı...
uzatmanın luzmü yok, dedi aklım. bense onun durumlarını yaşamak istedim.. bensedim.. betimlemek belki.. anlatmak kendime..
güzelliği ve korkutuculuğunu....
neyse, saçmalayınca bırakmalıyım anlatmayı..
aynılaşmış ve sıkıcı cümleler.
ağdalı anlatım. varoşluk kokan bu varoluş. arabesk.
hiç
görülmemiş
bu
okyanus
için mi?
hiç görülmemiş bu okyanus için mi?
hiç,
görülmemiş bu,
okyanus..
için, mi?
hiç bu.
görülmemiş mi okyanus?
için..?
bu görülmemiş okyanus,
için hiç mi..?
uzatmanın lüzmu yok.
şimdiye kadar öğrendiğim şekillerin, daha önce görmediğim bir şeklin resmini arayışımdan mı?
arabesk ve ağdalanmayı sağlayan şey,
bilinmeyen bir görselin kaçmış olması mı?
eğer kimsenin gitmediği bir ormanda, hiç göz değmemiş bir ağaç devrilirse ağaç devrilmiş olur mu?
ve ağaç, her daim devrilir..
peki ben görmediysem okyanus yok mu?
çok uzadı bu konu ve canımı sıkıyor..
konuşmayı özlediğimden mi yine yazmam..?
yine sormadan kimse kalbimi,
şimdi kalbim beynim oldu..
bir düşünce: fiziksel acılar, beyinde sinyal bulur. peki ruhsal acılar, fiziksel bir sinyal bulur mu?
yeterince uzun vadede, her şey, olur mu?
keşke 1i olsa buna cevap verecek..
Tarkowski 1+1? Tarkowski yanılmamalıydı..
ah.. tanrım, kimler, konuşuyor, beynimin, içinde..? Tarkowskinin yanılma olasılığını sindiremiyorum bile..
bu sebepten çok karışık belki..
hepsi 1+1+1 derken bir oldular..
"enaalla hakk" değil de "ena'ant" oldular...sen haktın, ben hakettim, bir oldular ,,
ya da dağılıp gittiler,
hiç kalmadı,
hiç,
kalmadı.
kimse..
Hiç İnsan...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder