üç anarşist, bir kadın...
üç anarşistin biri kadın,
iki erkek, iki kadın...
toplam dört kişi.. bilinmedik bir yerde...
bir çatı katı veya biraz şarap tadında muhabbetlerde... kaybolmuşlar..
Kayıp...
tanımlar takılmış akıllarına, yenik düştükleri hayatta...
yenik düşmek ayıp sayılmakmış.. ayıbı tanımlamışlar...
tanımlarda kaybolmuşlar...
bilmedikleri bir sarhoşluk sarmış çatı katında.. öylece çatı katında kaybolmuşlar...
ayıp olmuş çatı katında... sahip olmuşlar birbirlerine... sahipliği tattırmışlar kaybolmuş bedenlerine...
zihinlerinde şarap tadı...
üç anarşist, bir kadın... üç anarşistin biri kadın.
toplam iki erkek, iki kadın..
dört kişi...
ve soğuk... ve karanlık....
karanlık, havanın siyah olması değil ışığın olmamasıymış. ışık yoksa karanlık oluyormuş.
ama soğuk, ısının olmaması değil, az olmasıymış... soğuk ta bir ısı tanımıymış zaten...
ve sonra yine soğuk,ve yine karanlık...
ve aşk...
aşk hiç bu kadar tatlı olmamıştı.
tatlı, bir şeyin damakta bıraktığı anlamdı.
aşkın tadı vardı. öpüşmenin, soğuğun, karanlığın... hepsinin tadı vardı.
ama sahi, aşk neydi ?
5 Şubat 2009 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder