ne kafası ?
orda hayyam var? hayyamın kafası..
hayyamlar var orda, hayyamlar..
hayyamyamlar...
yamyamlar geliyorlar...
geliyorlarlar...
gazetelerde yazıyor, geliyorlar, hayyamlarlar..
vay hayvanlar.... hayvanlar yazıyorlar:
kaçtı herkes, kimler kaldı burda?
kaç kaç kaç kaç kaç kaç kaç kaç...!!!...
geliyoryoryoryor...
nerelere kaçıyonuz hacı,
hacılar kaçıyor, biz sizi biliyoruz zaten kimler geliyor.. kalanlar çalıyor...
hacılar kaçıyor... hayyamlar geliyor... hayyamyamlar geliyor...
gezetelerde yazıyor.
havyanlar yazıyor....:
yazıyor hayvanlar,
insanlar yozlaşıyor..
yoz yoz oluyor..
kadın niyeti bozmuş hacıya bakıyor, kadınlar artık suda yürüyor...
hacılar mı ne yapıyor? crush, boom, bang... big bang.. cillit bang... naprova çatırtı..
ney..? ne? ...
ne kafası ?
nerelere kaçıyonuz be hacı?
nerelere....
geliyor geliyorlar mı?
kaç kaçıyorlar mı?
ver selam, ver selam.. gidiyorlar...
ya subanallah?
öyle mi?
nasıl ?
bomba var bomba? bomba ihtimali var, yakıt ikmali var, yakıt tankının altında sönük izmaritler var, yangın ihtimali var, kaç kaç kaç kaç kaç kaç kaç.....
gidiyorlar...
ney, gördün mü gidiyorlar?
anlamadınız dimi? anlamayınız?
ben size nutkumda bunu anlattım.. anlamayınız dedim. muhasır medeniyetlerin götüne koyim..
anlayamazsınız beni, uçtum...
kaçtım... kaç kaç kaç kaç...
siz bunu anlamlandırın....
anlayana ev halimi hediye edicem..
en arif halimi.. arif kim be oğlumm..
arif..: bilir kişi babo..
ayakları kokar oğlum arifin..
arife teslim ol, eşkiya olsa der siyasiya.. der siya siya, siya siya der... siya siya...
sia sia... sie sie...
sikke sikke... çalışın köpekler, çalışın... mayınlarınızla gelin patlatın fabrikaları.. gelmeyenlere el bombalarını sokun. şimdi böyle çalışın.. boş zamanlarınızda da misket oynayın, misket bombalarıyla oynayın....
çalışın köpekler, çalışın.. ey türk; 3 öğün çalış, güven... sigortalara güven, fabrikalara; tanrıya güvenme... tanrının sözleşmesi mi var mına koyyim. neyine güvencen?
güven temiz çocuk oğlum, bi sakatlık çıkartmaz...
çıkartırsa sikerim zaten, hurileri bile siktim ben.. hurileri var tanrının, biri hariç hepsini siktim.
yazıyorlar hayvanlar: patlatın fabrikaları, insanlar yozlaşıyor. kurtarın insanları yozlaşmadan. yozlaşmadan kurtarın insanları.. ardından kaçın.. kaç kaç kaç...
nerelere kaçıyonuz gene be..
allah.. lailahe illallah....
çek bi fırt..?
yok be hacı? hacı çek fırt...
nası çekiliyo olum bu? besmeleyle çekiliyo hacım... ya allah...
swıphhh....
ip gibi... kum gibi.... sanki... ellerimden kaçıyorlar... kaçıyorlar ellerimden.. kaç kaç kaç kaç kaç kaç kaç... polis geliyor... kaçmaaaaa..... noolursun kaçma.... yalvarırımm.. (fairuz derin bulut)
kaçmaaaaaaaaaaaaaaaaa...... garanti geliyor... kaskosu var kaçmaaa... kas kos ne lan? öyle saçma şey mi olur? kas kos... neymiş kaskosu varmış...
geliyor hayyam geliyor, elinde şarabı... hayyamlar geliyor, şarabı merlot şarabı...
tadı kırmızı... buz gibi...
hayyamlar şarabı. hayyamyamlar..
öldüren vardı eskiden, köpek öldüren...
bilir misin? çalışsın köpekler...
çalışın köpekpekler. köpek bekler, patron rapor bekler, köpek patron bekler..
çalışın çalışın çalışın... günde 700 parça istiyorum sizden, götüre iş bu.. çalışın köpekler, köpekler rapor bekler...
sürüler, hepsi sürüleri güder, sürüler gider, bildiği yoldan gider, kurda yem olur... sussss...
su... suda yürüyor kadınlar suda... susss.. patron hacı...
şşş, hacı... patron bakçan mı? ateş var mı ateş...? ateş et bakalım, patlatalım cigarayı... patlatalım. patpatlatalım...
pat pat pat?
kimsiniz?
siz kimsiniz? siz....
kimsiniz?
siz var ya siz, kimsiniz? kim nesi kimsiniz? kim ne sikimsiniz?
kibirsizsiniz. kibir istiyorum kibir... kibirsizseniz; kibir sizsiniz...
ateşsizseniz; ateş sizsiniz...
ateş edin, patlatın bombaları... patlayın... çalışın.. çalçalışın... çal çal çalışın...
hayyama alışın, prozactan kaçın, kaçkaçkaçın...
geliyorlarlar...
toplum geliyorlar... eriyorlar... küresel ısınıyorlar.
gazeteler yazıyor: vergileri kaçırıyorlar, küresel ısınıyorlar, çeşitliliği tektipleştiriyorlar, görmüyorlar...
görgörmüyorlar...
gör gör gör müyorlar...
sen gör... sen de gör... çok yaşamasan da olur.... ölsen de olur... hepsi olur..
kaç kaç kaçın yeter...
????
ne kafası bu? kafası neyin kafası?
ne kafası ?
orda hayyam var? hayyamın kafası..
hayyamlar var orda, hayyamlar..
hayyamyamlar...
yamyamlar geliyorlar...
geliyorlarlar...
gazetelerde yazıyor, geliyorlar, hayyamlarlar..
.......
mor menekşe etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
mor menekşe etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
3 Ağustos 2009 Pazartesi
ne kafası ?
buna bakmışken bunlara da bakıver
doğal hayat diyorum,
ibne bilim,
mor menekşe,
uykusuzluk düşleri,
yanlış eylemler silsilesi
0
comments
1 Nisan 2009 Çarşamba
tainted love
Tainted Love Sometimes I feel I've got to Run away
I've got to Get away From the pain that you drive into the heart of me
The love we share Seems to go nowhere
I've lost my light
I toss and turn I can't sleep at night
Once I ran to you I ran
Now I'll run from you
This tainted love you've given
I give you all a boy could give you
Take my tears and that's not nearly all
Tainted love
Now I know I've got to Run away
I've got to Get away
You don't really want any more from me To make things right
You need someone to hold you tight
You think love is to pray
But I'm sorry I don't pray that way
Once I ran to you I run
Now I'll run from you
This tainted love you've given
I give you all a boy could give you
Take my tears and that's not nearly all
Tainted love
Don't touch me please
I cannot stand the way you tease
I love you though you hurt me so
Now I'm going to pack my things and go
Touch me baby tainted love ..
I've got to Get away From the pain that you drive into the heart of me
The love we share Seems to go nowhere
I've lost my light
I toss and turn I can't sleep at night
Once I ran to you I ran
Now I'll run from you
This tainted love you've given
I give you all a boy could give you
Take my tears and that's not nearly all
Tainted love
Now I know I've got to Run away
I've got to Get away
You don't really want any more from me To make things right
You need someone to hold you tight
You think love is to pray
But I'm sorry I don't pray that way
Once I ran to you I run
Now I'll run from you
This tainted love you've given
I give you all a boy could give you
Take my tears and that's not nearly all
Tainted love
Don't touch me please
I cannot stand the way you tease
I love you though you hurt me so
Now I'm going to pack my things and go
Touch me baby tainted love ..
11 Mart 2009 Çarşamba
adsız kahraman zamanı
Her gece yatağa yattığımda ...
başım;
dönüyor.
Ve lanet olası burnum;
kanıyor...
Ölüyorum!
Koşuyorum, yetişebilmek için hızına,
nefesim,
tıkanıyor.
Görmeliyim seni...
Görmeliyim!
GöR-meliyim.
Görme-meliyim!
Ölüyorum!
Gidiyorum...
Git.meliyim.
Aşık olunmamış,
aşkı yok olmamış;
Aşkı yok!
Olmamış topraklara gitmeliyim;
uzaklara, ölüyorum!
Elimde kalan;
tükenmiş zaman...
Tüken-miş zaman.
Kaybol-muş,
Ölüyorum!
Bitti sanırım.
Sanırım bitti.
Ağla kadın,
ağlak kadın.
Mavi tanrı ağladı;
ağladı bir tanrı!
Ağla-dım
ben
gidiyorum!
5 Şubat 2009 Perşembe
Bazen Aşık Olurum Ben
üç anarşist, bir kadın...
üç anarşistin biri kadın,
iki erkek, iki kadın...
toplam dört kişi.. bilinmedik bir yerde...
bir çatı katı veya biraz şarap tadında muhabbetlerde... kaybolmuşlar..
Kayıp...
tanımlar takılmış akıllarına, yenik düştükleri hayatta...
yenik düşmek ayıp sayılmakmış.. ayıbı tanımlamışlar...
tanımlarda kaybolmuşlar...
bilmedikleri bir sarhoşluk sarmış çatı katında.. öylece çatı katında kaybolmuşlar...
ayıp olmuş çatı katında... sahip olmuşlar birbirlerine... sahipliği tattırmışlar kaybolmuş bedenlerine...
zihinlerinde şarap tadı...
üç anarşist, bir kadın... üç anarşistin biri kadın.
toplam iki erkek, iki kadın..
dört kişi...
ve soğuk... ve karanlık....
karanlık, havanın siyah olması değil ışığın olmamasıymış. ışık yoksa karanlık oluyormuş.
ama soğuk, ısının olmaması değil, az olmasıymış... soğuk ta bir ısı tanımıymış zaten...
ve sonra yine soğuk,ve yine karanlık...
ve aşk...
aşk hiç bu kadar tatlı olmamıştı.
tatlı, bir şeyin damakta bıraktığı anlamdı.
aşkın tadı vardı. öpüşmenin, soğuğun, karanlığın... hepsinin tadı vardı.
ama sahi, aşk neydi ?
üç anarşistin biri kadın,
iki erkek, iki kadın...
toplam dört kişi.. bilinmedik bir yerde...
bir çatı katı veya biraz şarap tadında muhabbetlerde... kaybolmuşlar..
Kayıp...
tanımlar takılmış akıllarına, yenik düştükleri hayatta...
yenik düşmek ayıp sayılmakmış.. ayıbı tanımlamışlar...
tanımlarda kaybolmuşlar...
bilmedikleri bir sarhoşluk sarmış çatı katında.. öylece çatı katında kaybolmuşlar...
ayıp olmuş çatı katında... sahip olmuşlar birbirlerine... sahipliği tattırmışlar kaybolmuş bedenlerine...
zihinlerinde şarap tadı...
üç anarşist, bir kadın... üç anarşistin biri kadın.
toplam iki erkek, iki kadın..
dört kişi...
ve soğuk... ve karanlık....
karanlık, havanın siyah olması değil ışığın olmamasıymış. ışık yoksa karanlık oluyormuş.
ama soğuk, ısının olmaması değil, az olmasıymış... soğuk ta bir ısı tanımıymış zaten...
ve sonra yine soğuk,ve yine karanlık...
ve aşk...
aşk hiç bu kadar tatlı olmamıştı.
tatlı, bir şeyin damakta bıraktığı anlamdı.
aşkın tadı vardı. öpüşmenin, soğuğun, karanlığın... hepsinin tadı vardı.
ama sahi, aşk neydi ?
21 Ocak 2009 Çarşamba
belki bir ben hali bilinmedik...
kendimle yaptığım savaşta kaybeden hep ben oldum.
ve bu savaşta tanrı taraflı bir hakemdi... benimle beraber tanrı hep kaybetti.
bense insanlara kazanan yüzümü gösterdim. içimde bir kaybedenle beraber bir tanrı varken...
geceleri ortaya çıkardı tanrı ve kaybeden. sabahlara kadar oturur konuşurduk. zaman geçtikçe o kadar ortak yönlerimiz olduğunu farkettik ki;
tanrısal bir kaybediş oldu bu...
ve insanlar bu yüzümü hiç göremedi. hiç bilmediler o tanrıyı ve kaybedeni.
o tanrısal kaybedişi hiç öğrenemediler.
Ve ağladı içimdeki tanrı...
geçmiş aşklarına belki. belki kaybedişine...
hep içimde kaldı ve hep kaybedenle yalnız... kazananı izlediler.
beni izlediler benimle. geceleri oturup ağladık halimize; tanrı, kaybeden ve ben.
aptaldı hikaye, aptaldı tanrı ve aptaldım ben ve bir de kaybeden...
kazanan hiç kendi olamadı, diğerleri ortaya çıkamadı. hiç olmadı gülen.
tanrı taraflı bir hakemdi ve kendimle yaptığım savaşta hep bendim kaybeden. tanrı da benimle kaybetti ama hiç kimse kazanamadı.
hiç kazanamadım ben.....
ve bu savaşta tanrı taraflı bir hakemdi... benimle beraber tanrı hep kaybetti.
bense insanlara kazanan yüzümü gösterdim. içimde bir kaybedenle beraber bir tanrı varken...
geceleri ortaya çıkardı tanrı ve kaybeden. sabahlara kadar oturur konuşurduk. zaman geçtikçe o kadar ortak yönlerimiz olduğunu farkettik ki;
tanrısal bir kaybediş oldu bu...
ve insanlar bu yüzümü hiç göremedi. hiç bilmediler o tanrıyı ve kaybedeni.
o tanrısal kaybedişi hiç öğrenemediler.
Ve ağladı içimdeki tanrı...
geçmiş aşklarına belki. belki kaybedişine...
hep içimde kaldı ve hep kaybedenle yalnız... kazananı izlediler.
beni izlediler benimle. geceleri oturup ağladık halimize; tanrı, kaybeden ve ben.
aptaldı hikaye, aptaldı tanrı ve aptaldım ben ve bir de kaybeden...
kazanan hiç kendi olamadı, diğerleri ortaya çıkamadı. hiç olmadı gülen.
tanrı taraflı bir hakemdi ve kendimle yaptığım savaşta hep bendim kaybeden. tanrı da benimle kaybetti ama hiç kimse kazanamadı.
hiç kazanamadım ben.....
17 Ocak 2009 Cumartesi
bit-mek
"hangi renkle çizeceğine karar veremezsen anıları... siyahı seç..."
"nede olsa her anı karanlıkta kalır..."
bitti...sıkıldım...
ve aklımda sorularım.. cevaplarının ne renk olduklarının önemi yoktur aslında...
kırmızı?? mavi.... yada yeşil....
cevapları düşünürsün... nerdedir....???
yerin önemi yoktur... nerede olduklarının bile bi önemi yoktur belki....
belki cevaplarının bile bi önemi yoktur artık...
hatta soruların bile önemi yoktur...
sadece sorular vardır ve canını sıkar... bi yerde "yeter" dersin...
bitti.....! sıkıldım.......!
ve hala aklımda sorularım.....
ve renkleri yok.. yada önemi, yeri, cevapları, soruların ta kendisi..... yok...
hiç bir şeyin önemi kalmamıştır artık.... artık...
sadece artık ve karanlık.... bitmez... ama bitti sıkıldım......
"nede olsa her anı karanlıkta kalır..."
bitti...sıkıldım...
ve aklımda sorularım.. cevaplarının ne renk olduklarının önemi yoktur aslında...
kırmızı?? mavi.... yada yeşil....
cevapları düşünürsün... nerdedir....???
yerin önemi yoktur... nerede olduklarının bile bi önemi yoktur belki....
belki cevaplarının bile bi önemi yoktur artık...
hatta soruların bile önemi yoktur...
sadece sorular vardır ve canını sıkar... bi yerde "yeter" dersin...
bitti.....! sıkıldım.......!
ve hala aklımda sorularım.....
ve renkleri yok.. yada önemi, yeri, cevapları, soruların ta kendisi..... yok...
hiç bir şeyin önemi kalmamıştır artık.... artık...
sadece artık ve karanlık.... bitmez... ama bitti sıkıldım......
30 Aralık 2008 Salı
mutlu- mutsuz. mut ??
"kalbim çok acıyo.. öpte geçsin" dedi çocuk, kızın gözlerinin içine bakarak. umulmadık bir sokak köşesindeydiler ve yalnızdılar belki. belki tanrı vardı oralarda...
kim bilir, belki tanrı yoktu. tanrı yoktu belki... inanmazdı çocuk belki tanrıya falan ama bir büyü, bir çekim vardı aralarında.. belki tanrının varlığı gibi çekim filan da yoktu. hepsi yalandı baştan aşağı. inanışlar, aşklar, büyüler, çekim yasaları, herhangi bir aşka davet cümlesi, yada... yada herşey- hepsi yalan... yalnızdı çocuk orda kızın gözlerinin içine bakarken. ağlamaklı ve yalnız. kızın gözleri yalandı, öpünce geçmesi gibi... geçmezdi hiç bir şey öpünce. zaten o öpücükte yalandı; bir yudum olsun aşk var mıydı o öpücükte, bir yudum sevgi, bir dirhem şehvetten öte gitmezdi belki... kim bilir... tanrı bilir belki, her gece ağıt tadındaki dualar bilir, okunmuşlar, hacılar, hocalar bilir... dualar da yalandır belki.
her şey bir roldür, ve rolü yapan bilir ancak... acılar da roldür.. belki acır gerçekten. bir kalp acır, hem çok acır... ağlatır gerçekten. ama geçer...
Ve en sonunda herşey geçer... roller geçer, oyunlar geçer, yalanlar geçer. en önemlisi acılar geçer...
Fakat acıyı çekmiş olduğumuz asla geçmez... Gerçek acıyı çekmiş olduğumuz asla geçmez...
kim bilir, belki tanrı yoktu. tanrı yoktu belki... inanmazdı çocuk belki tanrıya falan ama bir büyü, bir çekim vardı aralarında.. belki tanrının varlığı gibi çekim filan da yoktu. hepsi yalandı baştan aşağı. inanışlar, aşklar, büyüler, çekim yasaları, herhangi bir aşka davet cümlesi, yada... yada herşey- hepsi yalan... yalnızdı çocuk orda kızın gözlerinin içine bakarken. ağlamaklı ve yalnız. kızın gözleri yalandı, öpünce geçmesi gibi... geçmezdi hiç bir şey öpünce. zaten o öpücükte yalandı; bir yudum olsun aşk var mıydı o öpücükte, bir yudum sevgi, bir dirhem şehvetten öte gitmezdi belki... kim bilir... tanrı bilir belki, her gece ağıt tadındaki dualar bilir, okunmuşlar, hacılar, hocalar bilir... dualar da yalandır belki.
her şey bir roldür, ve rolü yapan bilir ancak... acılar da roldür.. belki acır gerçekten. bir kalp acır, hem çok acır... ağlatır gerçekten. ama geçer...
Ve en sonunda herşey geçer... roller geçer, oyunlar geçer, yalanlar geçer. en önemlisi acılar geçer...
Fakat acıyı çekmiş olduğumuz asla geçmez... Gerçek acıyı çekmiş olduğumuz asla geçmez...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)