17 Ekim 2022 Pazartesi

hiç - insan, yeni-den,, Nichts - mensch, a-gain,,

bir gün 

yeni-den 

eve varabilmek adına, yol'da bulur bazen insan kendini.. 

bunun üzerine çokça düşünür.. 

çokça.. 

kimsenin bilemeyeceği kadar çok... "kimse bilemez"de zaten ne kadar düşünüldüğünü. 

"kimse bilmez".. kim'se bil'mez..



kimine göre içi boş, kimine göre içsiz, hakikatsiz, hadsiz, kimine göre olmayan bu düş'ün'me hali bir okyanus, çölde bir vaha, bir umut, tutulsun diye kaldırılmış bir el, bir düş'müş tarafından; belki "şu yıldızlı göklerden" ana rahmine... 

Kimbilir, kim bilir.  

bu nas"ıl cümle! ıslak, kaygan, kayıyor ama orada da duruyor.  

Okyanusça,, derin,derim,e,deysin,e,deyin..

"kimse bilmez".. kim'se bil'mez.



bilmem,, bunların üzerine çokça düşündüm. 

çok..

ağır..

dalgalı ve fırtınalı, sevgi dolu ve boş, öfkeyle ve yalın, Her şekilde, patlatırcasına,, Beynimi,

yitirircesine, aklımı.. atak geçirecek kalbim.. Şoka ihtiyacım var, der ve kaza yaparım, "genel olarak" motorla, belki.. yaralanır, bedenim...


Konuşmak istedim sadece,, anlaşmak ve koklaşmak.. 

ilkelce,

Kırıldım.

okyanusa "düş"tüm, 

günlerce.. Hipotermi..

Neasıl geldik buaraya, "karma"karışık akılım..

Boğuluyorum,

elimi kaldırıyorum, tutsunlar diye, okyanusun ortasında...




8 Ekim 2022 Cumartesi

der Nichts-Mensch wird geboren

                     
                                                                                               uzun uzun yollardan geçtim, kendime gittim. 
kalbe gelmeden, insana gelmeden, beyin'e gelmeden, akla gelmeden,, 

okyanuslara gidelim..

kendimizden geçelim.. 

uçsuz..  serilebildiği kadar mavi,,
ağır,,
çok,,
dökülebildiği kadar serin,,
fırtınalı,,
dalgalı...

uzatmanın luzmü yok, dedi aklım. bense onun durumlarını yaşamak istedim.. bensedim.. betimlemek belki.. anlatmak kendime.. 

güzelliği ve korkutuculuğunu....

neyse, saçmalayınca bırakmalıyım anlatmayı..
aynılaşmış ve sıkıcı cümleler. 
ağdalı anlatım. varoşluk kokan bu varoluş. arabesk. 

hiç, görülmemiş, bu, okyanus, için, mi?

hiç
görülmemiş 
bu 
okyanus 
için mi? 

hiç görülmemiş bu okyanus için mi?
hiç, 
görülmemiş bu, 
okyanus..
için, mi?                                                                 


hiç bu.
görülmemiş mi okyanus?
için..?

bu görülmemiş okyanus,
için hiç mi..?

uzatmanın lüzmu yok.

şimdiye kadar öğrendiğim şekillerin, daha önce görmediğim bir şeklin resmini arayışımdan mı?
arabesk ve ağdalanmayı sağlayan şey,
bilinmeyen bir görselin kaçmış olması mı?

eğer kimsenin gitmediği bir ormanda, hiç göz değmemiş bir ağaç devrilirse ağaç devrilmiş olur mu? 
ve ağaç, her daim devrilir..

peki ben görmediysem okyanus yok mu?

çok uzadı bu konu ve canımı sıkıyor..

konuşmayı özlediğimden mi yine yazmam..?

yine sormadan kimse kalbimi,

şimdi kalbim beynim oldu.. 


bir düşünce: fiziksel acılar, beyinde sinyal bulur. peki ruhsal acılar, fiziksel bir sinyal bulur mu?

yeterince uzun vadede, her şey, olur mu?

keşke 1i olsa buna cevap verecek.. 

Tarkowski 1+1? Tarkowski yanılmamalıydı..

ah.. tanrım, kimler, konuşuyor, beynimin, içinde..? Tarkowskinin yanılma olasılığını sindiremiyorum bile..

bu sebepten çok karışık belki..

hepsi 1+1+1 derken bir oldular.. 

"enaalla hakk" değil de "ena'ant" oldular...sen haktın, ben hakettim, bir oldular ,,

ya da dağılıp gittiler,

hiç kalmadı,

hiç,

kalmadı.

kimse.. 

Hiç İnsan...



7 Ekim 2022 Cuma

hee.ç... ayık. aydınlık.

"hakikaten" düşündüm biraz...  "bilmiyorum" üzerine..

üzerine bilmiyorum daha.. erdemi aradım belki, belki bilmiyordum kimi aradığımı , cevap gelmedi, dönen de olmadı.. olmaz da zaten. 


ve gayboldum...

ancak cevap gelmeyince kayb olur insan zaten, "ol"anlar da böyle olmamış mı o anlarda? bu kaybedişi ilerleyen süreçte bir tanrısal kaybediş olarak anlatacağım, tanrı bile şaşırırken bunu bilen birileri olacak, okumuş olan, seçilmiş kişi, ne o?   belki bir kez de buradan okur..

kim bilir? 

            ben bilmiyorum.. ve en çok bunun üzerine düşündüm belki. hakikaten düşündüm biraz. düşündükçe "deniz"in okyanusa dönüşüne baktım.. okyanusa baktım..

dedim ki; hiç bir felsefeci, düşünür "bilmiyor OLmak" üzerine yazmış mıdır? dedi içimdeki insan..

aklımsa, evet, dedi. "O" henüz düşünmeden..  


ve bunu bilerek başladı  "aklım" cümleye, insan devam etti, isyan etmeye.. 

İnsanın okyanustan haberi yoktu, Aklın vardı. bu kararsızlık beynimi yordu ve kalbimde çarpıntı yaptı. beynin hiç bir olandan haberi yok gibi duruşu işinin çok olmasıyla alakalıydı belki, kim bilebilir..  bu kadar işi kim bilebilir ve kim gerçekleri görebilir.. kime anlatılır bunca detay?

neyse, 

okyanus konusunun da bu denli abartılmasından bense hiç hoşnut değilim. 

ben yalnızca yazmayı özledim; Aradım, beceremedim.. aradım, cevap bulamadım. 

düşündüm..

aklımda

düşündüm

aklım da 

düşündü

beynim de..


ya kalbi insanın..? 


Bilmiyorum..  Hakikaten bilmiyorum...



1 Ekim 2022 Cumartesi

kendimden çok tanrı hayal kırıklığına uğrattı beni.. derdi bir şair..

bak şimdi, ben burada olmadığım süre boyunca gayboldum . bir çıktım bir daha dönmedim.. bunu yapacağım belliymiş zaten. ben de yazılarımı okudum. ..


neyse. neyse ne.. şimdi durum bu, arada bir yazmışlığım oldu. bazen onları bazen birleri anlatabilirim. bazen anlatmadan çevresini dolaşır bazen hiç adım atmayabilirim. bazen bazen değildir..

b
bazen 33 yaşında olurum.. ve derim ki; 



yazmaya nasıl başlandığını unutacak kadar özledim, seni.. 

aradım da.. bir çok kez beceremedim aslında bunu. 


33 yaşında "beceremedim"lerle dolu bir hayat kurdum kendime, bir çok şeyi yaşamışken.. 

çokça, çokça süre aksini düşündüm.. ve şimdi tekrar düşünüyorum.. ilginçtir ki bu sefer kaybettiğimi düşünüyorum ancak bu seferki ağır.. 

öylesine ağır ki; okyanuslarca... 


sen hiç okyanus gördün mü?

ben üzerinden bir uçakla bile geçmedim henüz. henüz okyanusla ilgili bir deyim ya da atasözünün olmaması mı ya da benim bilmemem mi ?


ne anlatacak mıydım? nelerdi? 

bir okyanus gibi..

bilmiyorum..


döndüm.. şimdi burada ve tekrar sarhoşum..

anlatırım elbet yavaş yavaş ve çabucak..

bilmem.. bilemem.. hayat ya bu..

bilemiyorrağam altan

bilemiyorum altan. hiç bilmiyorum... 



 nereye geldik olm böyle ne bileyim merkür retrosu filan derken bi takım çizgiler geçti aradan .. 


hayat çizgileri, yaşam çizgileri, para ve aşk çizgileri, beyaz çizgiler, tozdan çizgiler. annem çok üzüldü bazı çizgilere.. ne çizgiler ama öyle böyle değil.. "yolda" benzin istasyonunda arabayı çekip tuvalette çekmeli "yol"u bilmemeli çizgiler...


rockstar olduğum günler ve çöpten günler...

cepten giden günler, akıldan giden günler...

yazdığım günler, ve bazen hiç yazamadığım.. 


mevzu burada yazmak değilmiş. kendi kaderini yazmakmış. 


nasıl oldu bilmiyorum. yazdım mı yazmadım mı onu da bilmiyorum.. 


kader ya bu .. ilginç işte. 

burada yazmadığım 12 yılda çok şey yazdım kadere dahil, ya da ben yazmamıştım, yaşandı..


şimdi tek tek bunları anlatacak kadar biriktirdim. çok içtim. çok yenildim ve öyle çok içtim ki, 


bazen kusma vakti... 


o an gelir ve tutamazsın.. sikmişim pdr danışmanını... 

bana buddhayı getirin,

bana yahudayı belki suda yürüyen adamları getirin, 

bana zeusu getirin.. 


getirin ki konuşalım.


 soru şu: 

bir mısır tanrısı ve bir grek tanrısı, kızıldenizin civarında tesadüf gelirse ne olur?



cevabı buldum... dediğim zaman yanılırım, belki parça parça anlatırım. 



belki anlatmam. belki anlamı yoktur ama değeri vardır.. değeri betimler, manasal bir kavram yaratır ama hiç bişi anlatmamış olurum.. oysa ki kimileri anlar, kimileri anlamaz, kimileri "rahatsız" olur bir kadınsılıklığına boğularak... 

hoş geldin, beş gittin.. 


ve şimdi kafam oldukça belki 12 yılda bir sonsuza dek belki her gün ve hiç anlatmayabilirim. 


bilemiyorum altan. bilemiyorum. nereden başlamalıyız..


sana bir çok söz yazdım 12 yıl boyunca , yolladım rüzgarla. içinde küçücük bir umut vardı, kapitali anlattı, ölmeden... içinde göz yaşı vardı..egeye filan taşındı.. küçücük bir adamdı.. ay alksdasgydgyagysdgajsdnı aaaayyyyy

 
>