7 Ekim 2022 Cuma

hee.ç... ayık. aydınlık.

"hakikaten" düşündüm biraz...  "bilmiyorum" üzerine..

üzerine bilmiyorum daha.. erdemi aradım belki, belki bilmiyordum kimi aradığımı , cevap gelmedi, dönen de olmadı.. olmaz da zaten. 


ve gayboldum...

ancak cevap gelmeyince kayb olur insan zaten, "ol"anlar da böyle olmamış mı o anlarda? bu kaybedişi ilerleyen süreçte bir tanrısal kaybediş olarak anlatacağım, tanrı bile şaşırırken bunu bilen birileri olacak, okumuş olan, seçilmiş kişi, ne o?   belki bir kez de buradan okur..

kim bilir? 

            ben bilmiyorum.. ve en çok bunun üzerine düşündüm belki. hakikaten düşündüm biraz. düşündükçe "deniz"in okyanusa dönüşüne baktım.. okyanusa baktım..

dedim ki; hiç bir felsefeci, düşünür "bilmiyor OLmak" üzerine yazmış mıdır? dedi içimdeki insan..

aklımsa, evet, dedi. "O" henüz düşünmeden..  


ve bunu bilerek başladı  "aklım" cümleye, insan devam etti, isyan etmeye.. 

İnsanın okyanustan haberi yoktu, Aklın vardı. bu kararsızlık beynimi yordu ve kalbimde çarpıntı yaptı. beynin hiç bir olandan haberi yok gibi duruşu işinin çok olmasıyla alakalıydı belki, kim bilebilir..  bu kadar işi kim bilebilir ve kim gerçekleri görebilir.. kime anlatılır bunca detay?

neyse, 

okyanus konusunun da bu denli abartılmasından bense hiç hoşnut değilim. 

ben yalnızca yazmayı özledim; Aradım, beceremedim.. aradım, cevap bulamadım. 

düşündüm..

aklımda

düşündüm

aklım da 

düşündü

beynim de..


ya kalbi insanın..? 


Bilmiyorum..  Hakikaten bilmiyorum...



Hiç yorum yok:

 
>