22 Kasım 2022 Salı

zeberced bir taştır

taş mühim demişken, zeberced bir taştır, düz algılar genellikle yanıltır, salı daima sallanır ve bu dahil bütün önermeler yanlıştır.

ve tekrar, taş mühim demişken, luisianadan arizonaya gidip oranın taşlarını incelemek varken taa ordan bu vakit öldürme  yazılarını okuyana teşekkür ederim. selam olsun ki ne büyük özgürlükler ülkesi, tıpkı bir büyük türkiye gibi..

 büyük türkiye projemden bahsetmeden önce demek isterdim ancak zaten büyük olan bir türkiye sahilinde otururken ve biraz da sex, drugs, rock'n rolldan nasibimizi almışken biraz düşünme fırsatı buldum..

keza İslamda vahdeti bulmak düşüncesi de bunu anlatmaz mı Zion'a giden yolda... 

kafamın içinde Asha'yı ararken bir baktım ki sahil bir Ashram'a dönüştü,

Denizden, saçı sakalı birbirine karışmış biri çıkageldi, 

dedi ki; kumdan yaptığın kalelerin yalılara ve katamaranlara dönüşmesini ister misin?

anlat dedim..

"Ben de zamanlar önce oturdum, kıyıya vuran taşlara baktım, günlerce.. çocukluğumda da yaptığım gibi.

yuvarlağımsı, avuç içi büyüklüğünde, sıradanlığıyla bir taş gördüm. dikkat çekmek üzerine değil de daha çok hiç bir kaygısı yokmuşçasına...

bir taş, yuvarlağa yakın. avuç içi kadar. 

Hiç bir kaygısı yokmuş gibi gözüken ve Hiç bir şeyi olmayan, yaşamına devam etmek zorunda olan bir bireyin, bir paçavranın içine koyup onu silaha çevirecek olduğunu bilmeyen bir taş...

belki bir sanat insanının, dışından plastik bir cırtla onu hapsedip, dünyanın plastiğe dönüşünü anlattıktan sonra eserini paraya çevireceğini bilmeyen bir taş...

belki de yüzbin yıldır orada, sahilde yuvarlanan bir taş.. 

aşölyen çağında bir ilkel insanın tekerlek olarak kullandığı, yükünü hafiflettikten sonra tekerlekten sanayi devrimine kadar yuvarlanan bir taş..

taş olduğu yerde 'taşlık' vazifesini olduğu gibi yapmak dışında hiç bir şey yapmayan bir taş ve en az bir bu kadar ömrü olduğunca taş olmaya devam edecek... 

düşünen bir adam onu avcuna alacak, düşüncelerinin dışa vurmamak için avcunda sıkacak. avuç içleri su toplayacak. yine de sinirinden sıkacak onu..

patlayan avuç içleri taşın etrafından, içinden, avcundan akacak.

diğerleri bakıp, taşı sıksa suyunu çıkarır diyecek. 

Düşünen adam taşı anlayacak.

Taşın ne zaman taş olduğunu, "kafasını taşa koyduğu zaman" anlayacak. (Siyasiyabend)

ve taş, taş olmaya devam edecek..

onbin yıl önce yeni çağın mihenk taşı sayılan bu yuvarlak günümüzde kayıtlara 'bir suç aleti' olarak geçecek. 

taşı sıksa suyunu çıkaran adam tüm bunlara bakıp taş olmaya karar verecek. 

taş o an belki mana bulacak belki adam taş olacak. 

taşlaşacak, düşünen adam..

manayı anlatacak anlamak isteyene, istemeyene bir taş...

taş olmanın ağırlığı bu matematik ve mantığın ağırlığını koyacak varlığının üzerine...

bu gün de sahilde oturuyorum seninle, taşlara bakıyoruz. çocukluğumda yaptığım gibi..

satranç taşları geliyor aklıma... 

bir mantık ve matematik için yontulan taşlar.. 

ve ceza evlerinde taş olmadığı için kalıp sabundan oyarak satranç taşı yapan adamlar..

ellerinde sadece mantık ve matematik var...

neyse oyun ya bu, oyun bitince zaten hepsi aynı torbada...

bak şurada bir zeberced taşı, onu cebine koy."


Şimdi taş "hala bende", katamaran ve yalıyı kiraya verdim.. salıyı sallarken karnım acıktı, kedime luisiana werchestershire soslu bir "handjob" burger hazırladım.. cennet gibi oldu burger çünkü her şey doğadan..

Her şey doğadan.. 

22.00da görüşelim... kutsal salı olsun. geç kalmayın.

edit: dinlemeli bişiler

edit 2: yayın bitti tabi. ağızlar açık, anlayanlara.. dinleyen varsa; üst akıldan adıyaman tütününe, bacak omuzadan andy warhole  konuşuldu bazı şeyler.. link youtubeda yayınlanırsa paylaşırım elbet.. unutmam. 


unutmadım: KK 22.22 1.nüsha





 


Hiç yorum yok:

 
>